‘7 Ekim’ sonrası İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ikinci yılında İZÜ öğrencileri Siyonist saldırganlığı protesto etti. Üniversitenin Halkalı'daki kampüsünde yürüyüş gerçekleştiren öğrenciler, yaptıkları basın açıklamasında soykırımın durdurulması için artık somut adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.
7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleşen Aksa Tufanı operasyonunun ardından Gazze'ye yönelik ağır bombardımana başlayan İsrail'in saldırıları ikinci yılına ulaştı. Soykırım boyutuna ulaşan saldırılar tüm dünyada protesto ediliyor. ‘7 Ekim’in ikinci yılında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinin Halkalı'daki kampüsünde toplanan İZÜ öğrencileri, İsrail'in Gazze’deki katliamlarını protesto etti.
“SUMUD İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERLERİNİN İFADESİ”
İSEFAM Binası önünde toplanarak kampüste yürüyüş gerçekleştiren öğrenciler, İZÜ Meydanında basın açıklaması yaptı. İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İbrahim Güney, Prof. Dr. İsmail Küçük, Prof. Dr. Erhan İçener, İZÜ Genel Sekreteri Dr. Fatih Hasdemir ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz da öğrencilere eşlik etti. Öğrenci kulüpleri adına yapılan basın açıklamasında, 44 ülkeden yüzlerce gönüllünün katılımıyla yola çıkan Sumud filosunun, direnişin ve insanlığın ortak değerlerinin ifadesi olduğuna dikkat çekildi. Filoya yapılan hukuksuz müdahalenin kınandığı açıklamada şu ifadelere yer veridi: “İsrail zulmü altında yoksulluk, susuzluk ve açlıkla karşı karşıya kalmış ve temel sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılmış insanlar; bir yandan ölümle boğuşurken, diğer yandan uluslararası yardımların ulaşabilmesi için umutsuzca bekliyor. ABD'nin başını çektiği soykırım ortağı, Siyonizm hizmetkarı ülkeler kendi çıkarları için insanlık değerlerini unuttular. Zalimlerin tarafında yer aldılar ve bu vahşetin faillerinden oldular. Yükselen feryatları duymak ve bu zalim saldırılara dur demek için özellikle İslam ülkelerinin somut adımlar atması gerekiyor.”
GAZZELİ ÖĞRENCİ: SESSİZLİK VE TARAFSIZLIK GERİDE KALMALI
Gazzeli İZÜ öğrencisi İbrahim Reyen de Filistin’in, her özgür insanın sınavı olduğunu belirterek başladığı konuşmasında, dayanışmanın sadece slogan atmaktan ibaret olmaması gerektiğini hatırlattı. Reyen sözlerini söyle sürdürdü: “Bu zulüm ve baskı makinesine karşı tek beden olalım. Dünyaya haykıralım: ‘Gazze yalnız değil. Biz onunla beraberiz; işgal oradan çıkana ve Filistin denizinden nehrine kadar özgürleşene dek yanında olacağız!’ Artık gelinen noktada sessizlik olmamalı. Dökülen kana karşı tarafsızlık ya da hakkın pazarlığı olmamalı.”
ACAR: İNSANLIK ‘GAZZE KATLİAMI’NI İZLİYOR
Öğrencilerin düzenlediği eyleme desten veren İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar da tüm dünyanın 1948’den beri devam eden ve iki yıldır soykırım boyutlarına ulaşan İsrail zulmünü büyük bir acziyet içinde izlediğine dikkat çekti. “İnsanlık Gazze katliamını izliyor. Uluslararası birlik ve değerlerin hiçbir anlamı kalmadı, insanlık öldü. Gazzeli kardeşlerimiz hayatlarını feda ederek insanlığı yaşatmayı sürdürüyor.” diyen Acar, İZÜ öğrencilerine Gazze konusunda gösterdikleri duyarlılık için teşekkür etti. Öğrencilere, yaşananlardan ibret alarak her alanda zirveye çıkmak için çok çalışmaları tavsiyesinde bulunan Acar şöyle dedi: “Zulüm Gazze’de, Batı Şeria’da, Doğu Türkistan’da, Keşmir’de, Myanmar’da devam ediyor. Hedefte hep Müslümanlar var. 54 İslam ülkesi ve 2 milyara yakın Müslüman, inancının gereğini yeterince idrak edemediği için acziyet içinde. İslam alemi ayrılık içinde. Bu şerden bir hayır çıkarmamız, farklılıklarımızı bir kenara bırakarak kardeşlik çatısı altında birleşmemiz gerekiyor.”
Program, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın yaptığı dua ile sona erdi.
‘ÇATIŞMADA BİR DÖNÜM NOKTASI: 7 EKİM’
Ayrıca İZÜ Siyaset Kulübü de “Çatışmada Bir Dönüm Noktası: 7 Ekim’den Bu Yana Filistin” başlıklı bir panel düzenledi. Panelde konuşan İZÜ Öğretim Üyesi Dr. Fadi Zatari ‘7 Ekim’ sonrası süreçteki İsrail propagandasına değinirken Dr. Selim Sezer Gazze dışındaki Filistinlilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Konuşmasında, Aksa Tufanının mevcut statükoyu kırmayı ve dünyaya Filistin sorununu hatırlatmayı amaçladığını aktaran Sezer şöyle dedi: “İsrail sınırları içindeki Filistinliler apartheid rejimine tabi. Milyonlarca Filistinli geri dönüş hakkından yoksun. İki devletli çözümün ötesine geçen adil çözüm yollarını tartışmak için bir zemin oluştu. Ancak esas olan Filistinlilerin nasıl bir çözüm aradığı. Bize düşen, onların kendi yazgılarını ellerine alma hakkını desteklemek.”
Dr. Zatari de Filistin topraklarının yasadışı sömürgeleştirilmesini eleştiren herkesin Siyonistlerce anti-Semitik olarak sınıflandırıldığını söyledi. İsrail'in eylemlerini meşrulaştırmak için ‘tehdit’, ‘holokost’, ‘mağdur’ kavramlarını ‘ustalıkla’ kullandığını kaydeden Zatari; İsrail'in, insanları Filistinlilerin hakları konusunda konuşmaktan alıkoyduğunu belirtti. Zatari, Siyonizmin uzun zamandır Batıyı manipüle ettiğini ve Filistin direniş hareketlerini El-Kaide ve IŞİD gibi ‘terör örgütü’ olarak lanse ettiğini anlattı.